14 Temmuz 2018 Cumartesi

Hayata, insanlara en çok da sana dair...

Oğlum…

Hayata ve insanlara karşı çok mütevazı olma… Neyse hakkın/layığın tut onu sonuna kadar. Sen çok azıyla mutlu olabilirsin elbette – ki iyi bir şey bu esasen… Ama azıyla yetinenin çoğuyla katlanacağına döner dünya.

Kimsenin görmesini bekleme seni… Sen kendi kalbini tam bir ayna gibi gör de, gerisi Allah’tan…
Ettiğin iyi ve tüm kötü sözler senin aynan olacak. Düşün tekrar tekrar. Düşün elbette. Ama kendini de kırma… Kendine sapladığın hançer iki kere yaralar seni, unutma. Sen kendine etme, eden zaten ediyor nasılsa…

Bir de konuş yıldızlarla. Çok iyi dinleyicilerdir onlar. Hatta gördüklerim içinde en iyisi… çocukça belki ama inan da onlara. Umudu da taşır hep kalbine, konuşurlar sanki senle içten içe…

Sev oğlum, çok sev… tıpkı şimdi sevdiğin herkesi ve her rengi sevdiğin gibi sev… kalbin büyüdükçe büyür dünya. Sevdiğini göstermeyi de sakınma ha!... Sevdikçe sever insan. Sonra güzelleştikçe güzelleşir…

Güven bir kuşun yaralı kanadı gibi… İncitmeye, ürkütmeye gelmez. Dosdoğru ol: yanlışında bile! Yaptıysan yapıldı, net. Ama hataları düzeltmek için, yaraları sarmak için, Nobel ödüllü bir cerrah gibi ol. Öyle emek ver ki yanlışları onarmaya, kendin tekrar etmeyi göze alama…

Çiçekleri kokla, bulutları izle, güneşe gülümse, denize ağla, yıldızlara dert yan… ben yanında olur muyum o zamanlar bilinmez ama, sarılmaktan yorulma… Şefkati, merhameti yanındaki herkese taşı. Özel ilişkiler olur elbet ama insanlıkta kişiye göre özel olunmaz…

En çok da çalış. Durmadan çalış… İyi olacak her şey için yılmadan çalış… Çalışmak en iyi tedavisidir insanın…

Yani oğlum, her şey sende,

Her şey sadece sende…

Dünya da, sevda da, kavga da…

Sen ne kadarsan, her şey de o kadar…

Sen büyük yaşa incelikle,

Büyük ol, hiç yokmuş gibi…


Ş.G.
15.07.2018

9 Haziran 2017 Cuma

HANGİSİ DAHA AĞIR?

Efkârdan of çekenlerin nefesi bulut olsaydı
Gelir miydi yine yeryüzüne yaz mevsimi?..

Birikip yağmur olsa gözyaşları

Zoruna gitmez mi tanrı nin bu yankı? 

Bir gökyüzü var gökyüzünde

Bir de içine sığamayan gökyüzü olanlar..

Peki ya hangisi daha ağır bu dünyaya?


Hayatını efkârca doldurmaya çalışan mı ?

Efkârın yağmurlu gökyüzüne kayıtsız kalan tanrı mı?

Ş.G.

09.06.2017

15 Aralık 2016 Perşembe

VASİYET

Yavrum...
Bu sana vasiyetimdir...

Bence bir insana en ağır gelen şey anne/babasından aldığı acıdır... 

Acıdır bu, kimi geçer kimi geçmez... 
Ama anne/babadan alınanı var ya, bir yılan gibi dolanır sen ölene kadar içinde... 
Acıtır, ısırır, miden burkulur, nefesin tıkanır, hiç çıkmaz da orada: çok acıtır... 
Yeryüzündeki hiçbir ama hiçbir çocuğun hak etmediği bir acıdır bu. 
Tüm çocuklar acıyı hak etmeyecek kadar masumdur oysa...
Böylesi lanet bir acı bezdirir insanı; yaşatmaz...
Anne/babadır ya bu; atsan atılmaz satsan satılmazdır yani...

Yavrum...

Atabilirsin beni...
Yeter ki iyi kalayım sen de...
Hani yıllar sonra bir şeyler gelirse başımıza ne olur güzel an beni..
Güzel an ki o çocuk umuduyla gülen gözlerin kalsın yerinde...
Ben alınmam hiç. Bana bak diye doğurmadım ki ben seni!
Bakma oğlum ters bir durum varsa...
Binlerce çözüm var bu devirde.
Korkma alınmam, darılmam: söz!
Yeter ki iyi hatırla oğlum beni...
Acı olmayım içinde...
Çünkü o acı, acıların en kötüsü, en laneti, en öldürmeyen ama süründüreni, en hayatı zehredeni...

Yavrum...

Biz oyun oynarken, paylaşırken, boğuşurken, sohbet ederken pek güzeliz...
Var sen böyle hatırla...
Bu sana vasiyetimdir...

Ş.G.
16/12/2016

26 Haziran 2016 Pazar

YA BIRAKMIŞSAN HER ŞEYİ?...

Bir insanın en tehlikeli olduğu zaman artık ağlayamadıgı zamandır... O boğaz düğümleniyor, gök yüzü bile sığmıyorsa ciğerine ama gel gör ki çıkmıyorsa bir damla bile, işler zor demektir...

Hani tutsan hayatı şöyle ucundan çok güzel yaşayacaksındır aslında ama rüzgarın dalgalandırdığı perde gibi oynar senle hayat. Sen uğraş dur onu tutup da yaşayacağım diye, halbuki o perdenin arkasında bambaşka hayatlar var..

Böyle böyle derken bir bakarsın perdeyi tutmaya çalışmak olmuş senin için hayat... Tutacaktın da o zaman başlayacaktı oysa değil mi?

Yaşamayı beklemekle geçmiyor yaşam.. Ya kuruyup gidiyorsun ya da sürünüp geçiyorsun öyle... Sonra bir bakıyorsun yaşamaya çalışmaya çalışmaktan göz yaşı kalmamış gözünde..

İşte o an, tam da o an perdeyi tutmaya çalışmayı bırakmışsın demektir..

Perdeyi tutmaya çalışmaktan vazgeçince ne olacak peki?

Yaşayacak mısın öylece yoksa senin yaşamın zaten perdeyi tutmaya çalışmak mıydı?

26.06.2016
Ş.G.


8 Mayıs 2016 Pazar

Aşk neydi?

Aşk neydi Aşk?

Tadı damağında kalacak efsanevi yemek..

Tek seferlik sana özel bir yemek üstelik..

İster kıymetini bil ister bilme, her yemek gibi biten bir yemek.. Kıymetini bilirsen tadını çıkarırsın ama.. Ve sonunda kazanırsın sevgiyi..

Yani işte yavrum Aşk Aşk diye dönecek olsan da bir yaştan sonra, Aşk diye birşey yok dünyada..

Aşk, bu dünyaya uğrayıp her seferinde kendini layık görmeyip kaçar gibi kaçıyor ellerimizden..

Şanslıysan eğer sevgiyi bırakıyor ardında.. Yok eğer yoksa şansın ya da bilemediysen kıymetini acısı kalıyor yanına ki düşmandan uzak ola..

Sevgi kalmışsa ama sana, sıkı sıkı sarıl ona yavrum.. Ara ara korkakça tutacaktır ellerinden yine aşk. Hep daha güçlü tutacaktır seni ayakta.. Sıcacık kalacaktır yüreğin.. Ne güzel olur o zaman hayat sana..

Yüreğin o zaman, tek başına ısınmaz elbet. Gözlerinden onun okunmasına hep izin ver yavrum. Bırak hep sıkıca tutuşsun elleriniz. Ve hatta inadına yapın bunu, zira kolay değildir bir sevgiyi yaşatmak..

Ve ama seviniyorsan başka bir vesileyle sarılınan boynuna, onunla umutlar bağlıyorsan dilek ağacına dön bir bak kendine: Bu sevgide sen kendini nereye koydun diye.. Kendini unutmanı sevmez çünkü kalp. Kızar, küser, kırılır.. Ve hep gösterir hala orada ve onun da var olduğunu..

Bu hayata geldiysen yavrum, sev! Çok çok çok sev! Öyle güzel çoğalır sevgi..

Bu hayata geldiysen yavrum, sev! Kendini unutmadan, heyecanı bırakmadan, karşılığını düşünmeden, kendinle sev..

Bu hayata geldiysen yavrum, sev! Herşeyi herkesi en çok da kendini, usanmadan sev..

Bu hayata geldiysen yavrum, kalbinin bir kenarından bize de yer ayır..

Ş.G.


15 Aralık 2015 Salı

İKİ GÖZÜM

Görünür mü karanlık ormanın içinden gök yüzü?
Gök yüzü görülmeli iki gözüm...
Gök yüzü görülmeli...
Hapislik içinde insanın;
İster soğuk parmaklık olmuş
İster kırık kalp...
Sıkışmışsa yüreğin
Tependeki dallar bahanesi karanlığın...
O yüzdendir ki;
Gök yüzü görülmeli iki gözüm...
Gök yüzü görülmeli insanın... 


14.12.2015
Ş.G.


23 Ağustos 2015 Pazar

GÖK YÜZÜN

Gün gelir gökte güneş açar;
Umutlanırsın...

Gün gelir gökyüzünde yıldızlara dalarsın;
Efkarla gülümsersin...

Gün gelir gökte bulutlara bakarsın;
Çocuk olursun...

Gün gelir gökte ayı takip edersin;
Sabredersin...

Gün gelir gökyüzü sığmaz ciğerlerine;
Büyürsün...

Gün gelir gökyüzü dolar içine;
Aşık olursun...

Gün gelir sadece gökyüzünü görürsün;
Ölürsün...

Gökyüzü gibi yaşa çocuk...
Gökyüzü olsun yüzün...
Gökyüzünle gülsün hüzün...

                               Şahika GÖKMEN
                               23/08/2015-23:45